Merhaba, Ben Vedat...

Gurme değilim. Ancak ürettiğim hemen her şey yemek ile ilgili.

Gastronomi dünyasına olan tutkum, beni yemek ve şarap üzerine bir eleştirmen yapmıştır. Profesyonel kariyerim boyunca, lezzetin ve kalitenin peşinde bir yolculuğa çıktım. Dünyanın dört bir yanındaki mutfakları keşfederken, aynı zamanda ekonomi ve sosyoloji alanlarında akademik bir geçmişe sahip olmanın bana kazandırdığı anlayışla, yemeğin kültürel ve toplumsal bağlamını da inceliyorum.

Yer Aldığım Projeler

Sosyal medyanın günümüzde çok geniş kitlelere ulaşması sonucunda yemek dünyasında etik olmayan ve ciddi bilgi kirliliği yaratan uygulamalarla karşılaşıyoruz. Bunların biraz olsun önüne geçebilmek ve şeffaflık sağlayabilmek için dâhil olduğum tüm projeleri bu sayfalarda sizlerle paylaşacağım.

Vedat Milor

Eleştirmenin Etik
İlkeleri

vedat milor

Sahip olduğum temel kimlik yemek ve şarap eleştirmenliği. Yerine getirmem gereken ödev, restoranlardaki yemekleri gastronomik açıdan mümkün olduğunca en doğru ve tarafsız biçimde değerlendirerek yansıtmak. Bunu da her zaman belli değer ve prensipler çerçevesinde yürütmeye gayret ettim. 

Ne var ki, bir restoran değerlendirmesinin her açıdan kusursuz olması imkansız. İnsanoğlunun olduğu her yerde mutlaka önyargılar var olacaktır. Bunları asgari düzeye çekmek için bazı tedbirleri almak gerekiyor. Bu tedbirlerin başında da tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleri geliyor. Nedir bunlar?

Bir defa eleştirmenin değerlendirilen yerde herhangi bir ekonomik çıkarı olmamalı. Mümkünse gideceği yerlere habersiz gitmeli, yediği yemeğin ücretini tam olarak ödemelidir. Kısacası, bir yere ilişkin fikirlerini en dürüst biçimde ifade edebilme özgürlüğünü satmamalıdır! Bu değer ve ilkelerle çatışmadığı sürece gelir sağlayan projelerde yer alacağım.

Ancak dâhil olduğum her bir projeyi burada belirterek hem şeffaflığı sağlamayı hem de sizlere en doğru kararı alma şansını sağlamak istiyorum. Mesela, Her zaman olduğu gibi sizin projeler hakkındaki eleştiri ve yorumlarınız benim için çok önemli.

Videolarımdan Seçmeler

“İnsanoğlu için hayat zor. Her şeye sahip olduğumuzda bile mutlu olamıyoruz. Bir şekilde dert edecek şeyler buluyoruz…”
“Ustalardan Tarifler serisine yine çok değerli bir tarif videosu ile devam ediyoruz…”
“Cem Ertül, Japon Mutfağı’nın en önemli yemeklerinden olan ramen’i anlatacak.“

Gönüllü Tavsiye Ekibi

Çalışmalarımıza Katkıda Bulunun

Başvuru Formu

Vedat Milor’un Lezzet Rehberi Gönüllü Tavsiye Ekibi için başvurularınızı bekliyoruz! Gastronomi dünyasına tutkunuz ve bilginizle bizimle bu lezzet yolculuğuna katılın.

1. Kaç yaşındasınız?
2. Kişisel bilgileriniz
3. Mesleğiniz nedir?
4. Sosyal medya takipçi sayınız kaçtır?
5. Kendinizden ve yemeğe duyduğunuz ilgiden kısaca bahsedin.
6. Rehberde yer almayan ama ''mutlaka olmalıydı'' diyeceğiniz üç restoranı nedenleriyle anlatan kısa bir bilgi verir misiniz?

Sosyal medyada sık karşılaştığım sorular ve cevapları

Lezzet açısından tercihlerimi beğenmeyebilirsiniz veya burayı kullanırken teknik sorunlar yaşayabilirsiniz. Bu yöndeki eleştirilerinize büyük saygı duyuyorum. Ancak lütfen şunu kesinlikle unutmayın: Uygulamayı yaparken üzerine en çok eğildiğim şey, restoranlar ile çıkar ilişkisine girmeden düşüncelerimi sizlere en dürüst, güvenilir ve tarafsız biçimde ulaştırabilmek. Hiçbir restorana ücret karşılığı reklam hizmeti vermiyorum ve hesabımı ödüyorum.

Birçok ülke mutfak konusunda karşılıklı dölleşim yolu ile daha kozmopolit hale gelirken bizde repertuvar giderek daralıyor. Örneğin et. Tüm dünya farklı etler tüketirken kasaplarda sadece koyun (kuzu değil), yaşlı dana ve lamba tavuğu bulunuyor. İyi malzeme bulmak çok zor. Var olan üst düzey meyve-sebze ve deniz ürünleri ihraç ediliyor. 20 sene önceye göre bile geriye gittik.

Yöresel iyi yemekler var ama İstanbul dışında. Ustalar ve ustalık giderek azaldığı için bunlar da kaybolmak üzere. Lezzet Rehberi’nde bazı öneriler var. Öte yandan tutarlılık ve süreklilik de ülkemizde bir sorun. Açıkça ifade edeyim ki Türk mutfağının zenginliği lokantalardan çok evlerde pişen yemeklerde ortaya çıkıyor.
Maalesef öneremiyorum. Bizde şarapçılık endüstriyel. Pestisit ve insektisit kullanımı yaygın. Doğal maya ile üretilen şarap yok denecek kadar az. Dünya’da olduğu gibi bizde de şaraplar modern önolojinin damgasını taşıyor. Kusursuz ama şahsiyetsiz. Teruar’ı değil, kimyasal dokunuşların damgasını taşıyor şaraplar. Nadiren ilgimi çeken şaraplar buluyorum ama devamı gelmiyor. Büyülübağ bir-iki doğal maya ile şarap denedi ve oldukça başarılı. Seyit Karagözoğlu ilgimi çekiyor. Dünya’da ne olup bittiğinin farkında ve ciddi.
Sadece lezzet. Her şeyden önce malzeme yani ürün kalitesi. Sonra bileşim ve yemeğin dengesi. Sonra da kafamdaki referans noktalarına göre o yemeği benzerleri ile kıyaslıyorum.
Japonya, İspanya, Fransa ve İtalya. Japonlar deniz ürünlerinde epey önde. Mükemmelliyetçiler. Tempura ve ramen de çok seviyorum. İspanya favori ülkem. Hem çok kaliteli ürünler hem de çok lezzetli. Ayrıca çeşit itibarı ile çok zengin. Fransa’da da çeşitlilik çok ve hakkıyla yapılırsa soslarına da bayılıyorum. Sakatat ve av etlerinde de başarılılar. İtalyan mutfağı da yalın ve sade. Hamur işleri, risotto ve pizza olağanüstü olabiliyor.