Beyaz önlüğüyle masaların arasında dolaşıyor. Konuşurken kelimelerini biraz sessizce, tane tane sıralıyor. Eskiden etleri kuvvetiyle lime lime eden, hatta akşamları da ut tellerini titreten eller şimdi biraz yorgun gibi. 70’li yaşlarındaki Hüseyin Usta eski bir kasap. Üstelik zamanında ut da çalan bir kasap. Yemeklerinden bahsederken, onu hayata sımsıkı tutan bir aşkı gözlerinde yakalamak mümkün. İşte bu büyük aşk, onun hâlâ masaların arasında gezmesini sağlıyor, hâlâ her müşterisiyle ilgilendiriyor.
Tadım Lokantası’nda ayvalı lahmacun yedim. Gaziantep’te aklımda kalan en güzel şey bu. Soğandan gelen hafif tatlılık, ayvanın mayhoşluğu ve biberin acılığıyla iç içe geçmiş. Yediğim tüm lahmacunlardan farklı ve hepsinden daha akılda kalıcı. Yine bir başka Gaziantep yemeği olan ayvalı (ekşili) taraklık doyma hissinizi elinizden alıyor. Ayvalı taraklık, ekşili köfte, başka yerde kolay kolay bulamayacağınız etli firik pilavı ve paşa kebabı… Hüseyin Usta’nın yarattığı sihirlerden birkaçı. Hüseyin Usta’nın şu cümlesi başarısının sırrını da veriyor: “Ben aslen kasabım. İyi bir kasap, et alan müşterisine ne yemek yapacağını sorup et verir. İyi bir kasap hangi yemekte hangi et kullanılacak bilmelidir. İşte burada gördüğünüz her yemeğin eti başka, pişirilişi başka”.
İyi malzeme, mevsime saygı ve tecrübeli eller, hepsi Tadım Lokantası’nda var. Anadolu’nun yetiştirdiği bu kıymetli ustayı onurlandırmak için vakit kaybetmeyin!
Tavsiye Yemekler
- Ayvalı Lahmacun
- Ekşili Köfte
- Ayvalı Taraklık
- Etli Firik Pilavı