Pek çok mekân gibi gideceğimden habersizlerdi. Kebap için gitmiştik, açıkçası mezeler konusunda fazla bir beklentim yoktu. Yanılmışım çünkü mezeler az ama öz ve ev yapımı.
Önce güzel arka bahçelerinde oturduk ama fazla kalamadık. Şahsen açık havada bile olsa sigara dumanından çok rahatsız oluyorum ve iştahım kaçıyor.
Masaya oturduktan sonra önünüze puf ekmek, tulum peyniri ve tereyağı geliyor. Gerek muhammara gerek acılı ezme lezzetliydi. İlkindeki malzemeler biber salçası, ekmek, sarımsak, zeytinyağı ve ceviz. İkincisindeyse domates, soğan, biber salçası ve nar ekşisi. Bir mezenin iyi olması için üç ana koşul var. Malzeme kalitesi, kullanılan malzemelerin doğru oranlarda olması ve tazelik. Tazelik yani mezelerin çok önceden satın alınıp ya da hazırlanıp uzun süre dolapta kalmaması. Bu açılardan Akl-ı Selim başarılıydı. Mezeler tazeydi. Ben özellikle kullandıkları biber salçasını beğendim ve sordum. Adana’dan getirdiklerini söylediler. Sarımsak, bulgur ve yoğurtlu fellah köftesi de denedik. Bu tabak değil ama sıcak yaprak sarması bende olumlu anlamda iz bıraktı. İncecikti ve yaprak damarsızdı. Evde özenle hazırlanmış gibiydi. Haşlama içli köfteyi de beğendim. Kabuğu ince ve el yapımıydı. Harcı da çok lezzetliydi. Benim sevdiğim gibi koyun eti ve azıcık kuyrukyağı kullanılmış. İçli köftenin burada kimyonlu, karabiberli ve et ağırlıklı olduğunu da ekleyeyim. Birer de kuzu budundan çöp şiş aldık. Yanında nar ekşili közlenmiş soğanla birlikte. Çöp şiş fazla pişmemişti ve sulu kalmıştı. Beğendim ama favorim küşlemeden yapılan çöp şiş. Tabii ki finali Adana’yla yaptık. Kuzu etinden ve satır kıymasıyla yapılan Adana kebap odun ateşinde pişmişti, ağzımıza layıktı. Kuyrukyağı, tuz, kırmızıbiber gibi malzemeleri de tam kıvamındaydı. İşinin ehillerince ve olması gerektiği gibi hazırlanan Adana kebap milli hazinelerimizden…
Tavsiye Yemekler
- Muhammara
- Acılı ezme
- Yaprak sarma
- İçli köfte
- Çöp şiş
- Adana kebap