Seraf Mahmutbey

Seraf Lokantası’nda geleneksel Türk mutfağının farklı yörelerden lezzetlerini deneme fırsatı buldum. Bu ziyaretimde, özellikle yemeğin kendisi kadar sunumu ve rahatlıkla birlikte sunulan detaylara gösterilen özeni de takdir ettim. Mekanın ısınması, hizmetin kalitesi ve tabii ki yemeklerin lezzeti, hepsi bir araya geldiğinde gerçek bir yemek deneyimi sunuyor.

Seraf’ta menü, Osmanlı saray mutfağından Anadolu’nun çeşitli bölgelerine uzanan geniş bir yelpazeye sahip. İlk tadımız soğan dolması oldu; Ermeni ustaların saray mutfaklarına kazandırdığı bu yemek, zeytinyağlı ve Tokat usulü etli versiyonlarıyla biliniyor. Seraf’taki soğan dolması, Osmanlı saray mutfağından bu yana süregelen zeytinyağlı geleneğiyle hazırlanıyor ve sunulduğu beyaz soğan, lezzetiyle dikkat çekiyor.

İmam bayıldı ise közlenmiş patlıcanın pamuk gibi yumuşaklığı ve üzerindeki zeytinyağı ile damakta eriyen bir tat bırakıyor. Köz kokusu, bu yemeği daha da özel kılan detaylardan biri.

Lahmacun konusunda ise Seraf, standart dışı bir sunum yapıyor. Tam buğday unundan yapılmış hamuru, kıyılmış kuzu eti, biber, domates ve az miktarda sarımsak ile zenginleştirilmiş. Lahmacunun üst malzemesi bol ve lezzetli, gerçekten de ağızda patlayan bir tat sunuyor.

Haşlama içli köfte ise Seraf’ta özellikle dikkat çeken bir başka lezzet. Tamamen elle açılmış ince hamurun içinde bol kuzu eti ve baharatların uyumu, bu yemeği hem göze hem de damağa hitap eden bir seçenek haline getiriyor.

Zirva, Osmanlı saray mutfağından bir tarif olan ve tandır kuzu ile hazırlanan, kuru meyveler ve bademle tatlandırılan bir yemek. Doğal tatlarıyla dengeli bir lezzet sunuyor ve yemek deneyimini tatlı, tuzlu ve ekşi notalarla zenginleştiriyor.

Genel olarak Seraf, geleneksel Türk mutfağını hakkıyla temsil eden ve her bir yemeğine emek vererek hazırlayan bir lokanta. Yemeklerin pişirilme süreci, kullanılan malzemeler ve sunum, her detayda kaliteyi ve ustalığı ortaya koyuyor.