İstanbul'un tarihi semtlerinden biri olan Kuzguncuk, boğazın huzurlu manzarası, renkli sokakları ve lezzet duraklarıyla her zaman ilgi çekici olmuştur. Ancak bu seferki durağım, bölgenin sakinliğine tezat oluşturan, damakları şenlendiren bir mekan: Kuzuguncuk Kelle Söğüş ve Kokoreç.
Sakatat, Türk mutfağının vazgeçilmez bir parçasıdır ve benim de özel bir ilgi alanımdır. Kelle söğüş ve kokoreç, bu alandaki en sevdiğim lezzetlerden. Kuzguncuk’ta bulunan bu mekan, adından da anlaşılacağı üzere, bu iki lezzeti ustalıkla sunuyor.
Mekana adım attığınızda, sizi karşılayan ilk şey, mangalın üzerinde yavaşça pişirilen kokoreçin mis kokusudur. Buradaki kokoreç, sadece kuzu bağırsağı kullanılarak hazırlanıyor ve içerisine ciğer, dalak gibi diğer sakatatlar eklenmiyor. Bu, kokoreçin lezzetini daha da öne çıkarıyor. Pişirme sürecinin uzunluğu, kokoreçin dışının çıtır, içinin ise yumuşacık olmasını sağlıyor. İstanbul’da birçok yerde kokoreç yedim, ancak buradaki kadar lezzetli ve taze olanına nadiren rastladım.
Kelle söğüş konusunda da aynı titizlik söz konusu. Kuzu kellesi, uzun süre kaynatılarak hazırlanıyor ve eti, kemiklerinden kolayca ayrılıyor. Sunumu sade ve öz; limon, pul biber ve biraz da tuz ekleyerek bu enfes lezzetin tadını çıkarabilirsiniz. Kelle söğüşün yanında gelen kelle paça çorbası da, özellikle soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak bir seçenek.
Kuzuguncuk Kelle Söğüş ve Kokoreç, sakatat severler için bir cennet. Burada, geleneksel lezzetlerin modern bir dokunuşla sunulduğunu görmek mümkün. Mekanın sıcak ve samimi atmosferi, lezzetli yemeklerin yanı sıra dost sohbetleri için de ideal bir ortam sunuyor.
Tavsiye Yemekler
- Kokoreç
- Kelle Paça Çorbası
- Kelle Söğüş